MENSTRÜEL SİKLUS REGÜLASYONU
Bu durum 3 fazda gerçekleşir ;
- Folliküler faz,
- Ovulasyon,
- Luteal faz.
1. Folliküler Faz : 10-14 gün süren ve hormonların, otokrin ve parakrin peptidlerin etkisiyle ovüle olacak follikülün primordiyal follikülden preantral, antral ve preovulatuvar folliküle kadar gelişimini ifade eder.
Primordiyal Folikül –> Preantral Follikül –> Antral Follikül –> Preovulatuvar Follikül ==> 10-14 gün folliküler faz…
– Primordiyal follikül, 20.gebelik haftasında max. oosit sayısı 20 milyondur, bu 20.gebelik haftasından sonra atrezi başlar ve doğumda yaklaşık 2 milyon follikül vardır. Bu sayı pubertede 300.000 olur ve menapoza kadar 500 follikül çatlar.
– Preantral follikül : Oosit büyür ve etrafında ZONA PELLUCİDA oluşur.
2. Ovulasyon : LH pikinden 10-12 saat, estrojen pikinden 24-36 saat sonra oluvlasyon oluşur. Bu evrede prostoglandin sentezi artar ki bu da follikülde anjiyogenez ve kontraksiyonu artırır. Follikül duvarları çatlar ve ovulasyon meydana gelir.
3. Luteal faz : Kapillerler granuloza hücrelerine penetre olurlar ve ovulasyondan 8-9 gün sonra pik vaskülarizasyon ve progesteron+estrojen düzeylerine ulaşır. Vaskülarizasyon, LDL-kolesterolün hücrelere daha çok miktarda taşınabilmesi içindir. Luteal faz 14 gün sürer. Bu esnada progesteron düzeyleri yeni follikül gelişimini baskılar.
Kanama miktarı normalden fazla ise buna hipermenore ( menoraji ), az ise hipomenore denir. Luteal faz; adet periodunun ikinci dönemidir. Luteal fazda rahim içi tabaka olası bir gebeliğe hazırlanmaktadır.
Luteal fazın olması gerektiğinden kısa sürmesi durumuna luteal faz defekti denir. Luteal faz defektinde; rahim içi tabaka ( endometrium) doğru zamanda doğru olgunlukta değildir.
Bebeğin rahme yerleşmesi, rahmin iç tabakasının maturasyonu (olgunluğu - zamanlaması) ile doğrudan ilişkili olduğu için luteal faz döneminin kısalığı gebeliğin gerçekleşmesi ve devamlılığının sürdürmesini etkileyebilmektedir
Tüp bebek prosedüründe anne adayına luteal destek sağlanmaktadır. Bunun için kullanılan ilaçlar progesteron hormonunun formlarıdır.
Progesteron kullanımının amacı transfer edilen embriyoların rahmin iç duvarında (endometrium) tutunması (implantasyon) için uygun ortamı sağlamaktır. Progesteron endometriumu implantasyona hazırlar ve rahim kasılmalarını azaltır. Ağızdan, vajinal yoldan ya da kas içi enjeksiyon şeklinde kullanılabilen formları mevcuttur. Biz merkezimizde kullanım kolaylığı ve etkinliği nedeniyle vajinal yoldan kullanılan jel formunu daha çok tercih etmekteyiz.
Progesteron kullanımına bağlı olarak göğüslerde hassasiyet, baş ağrısı, bulantı, sıvı tutulması, halsizlik, ruh halinde değişiklik, depresyon gözlenebilmektedir. Kas içi enjeksiyon formunda enjeksiyon yerinde ciddi ağrı ve kanama olabilmektedir. Vajinal kullanımda ise vajinal kaşıntı ve irritasyon gözlenebilen yan etkiler arasındadır.
ENDOMETRİYAL DEĞİŞİKLİKLER
– Burada 2 faz vardır ; ¹proliferatif faz, ²sekretuvar faz.
– Proliferatif fazda kolumnar epitel ve artmış mitöz vardır. Proliferasyon siklusun 8-10.gününde max. olur.
– Sekretuvar fazda mitöz ve DNA sentezi azalır. Sekresyon 7.günde max olur. Stromal ödem 22.günde max olur.
– Menstrüel siklus yaklaşık 21-35 gün sürer. Kanama yaklaşık 4-6 gün sürer ve normal kan kaybı 30-80 ml ‘dir.
– Siklusun uzunluğu < 21 gün ise Polimenore ( sık adet ).
– Siklusun uzunluğu > 35 gün ise Oligomenore ( seyrek adet ).
Embriyo Dondurma
Embriyo transferinden sonra kalan embriyolar sayı ve kalite olarak uygunsa daha sonra tekrar kullanılmak üzere dondurulup saklanabilmektedir.
Daha sonraki siklusta, hastaya yumurtalıkların uyarılması ve yumurta toplama işlemi yapılmadığından tedavi daha kolay, ucuz ve daha az girişimsel olmaktadır.
Dondurulduktan sonra embriyolar 5 yıla kadar saklanabilmektedir. Ancak dondurulup çözdükten sonra tüm embriyolar yaşamayabilmektedirler. Dondurulmuş embriyoların transferi sonrası canlı doğum oranları da azalmaktadır.
Embriyo Transferi
Tüp Bebek yönteminde en son aşama embriyo transferidir. Gelişen embriyolardan seçilen en kaliteli 1-2 embriyo anne rahminin içine bırakılır ve embriyoların rahim içine (endometrium) tutunarak gebelik oluşturması beklenir.
Embriyo transferi işleminin hangi gün yapılacağına karar verilirken kadının yaşı, tedavi öyküsü, embriyoların sayı ve kalitesi gibi farklı faktörler değerlendirilir. Ancak genellikle embriyo transferi işlemi 2-3. yada 5. gün yapılmaktadır.
Embriyo transferi anestezi gerektirmeyen kolay ve acısız bir işlemdir ancak bazı hastalarımız hafif sedasyonu (hafif uyku hali) tercih edebilmektedirler.
- Transferin ultrason eşliğinde yapılması sayesinde embriyonun rahim içine geçişinin izlenmesi mümkündür.Transfer işlemi; karından (abdominal) ultrason ile gözlem altında yapıldığından işlem sırasında idrar torbasının dolu olması istenmektedir. Bu nedenle transfer işlemi için geldiğinizde sıkışık olmanız istenecektir.
- İşlem sırasında doktorunuz önce vajinal bir alet (spekulum) kullanarak serviks olarak adlandırılan rahim girişini görünebilir hale getirir (vizualize eder) ve rahim girişini ılık bir sıvı ile temizler.
- Bu sırada embriyoloji laboratuvarında seçilen embriyo/embriyolar uygun besi yeri içinden alınıp toplanır. Embriyolog ucuna enjektör bağlı olan silikondan yapılmış yumuşak, uzun ve ince transfer kateterinin içine embriyoları çekerek transfere hazırlar. Doktor daha sonra transfer kateterinin ucunu rahim girişinden (serviksten) geçirerek, embriyoları rahim (uterus) boşluğuna bırakır.
- İşlemden önce embriyoloğunuz size embriyolarınız ile ilgili detaylı olarak bilgi verecektir. Hatta eğer isterseniz size embriyolarınızın resmi de verilebilmektedir.
- Transfer işleminden sonra hasta 15-20 dakika dinlendirilerek odasına alınır ve odasında da yaklaşık 1-2 saat daha dinlenmesi istenir.
- Dikkat edilmesi gereken konular hemşirelerimiz tarafından anlatıldıktan sonra hastamız taburcu edilir ve tüp bebek işlemi sonlanmış olur. Bundan sonra gebelik testinin yapılacağı güne kadar 12 gün beklenir.
Fertilizasyon Embriyo Kültürü
IVF (in vitro fertilizasyon) ile Mikroenjeksiyon (ICSI/ intrasitoplasmik sperm enjeksiyonu) arasındaki fark nedir ?
Oldukça sıklıkla sorulan bir sorudur. Klasik yöntemde (IVF); her bir yumurtanın etrafına 50-100.000 sperm konularak döllenmenin oluşması beklenir. Mikroenjeksiyon yönteminde ise seçilen sperm bir takım işlemler ile hazırlanmış yumurtanın içine direkt olarak enjekte edilir.
Toplanan yumurtalar ve spermler hangi işlemlerden geçirilir?
Yumurta toplama işleminden sonra, laboratuvarda özel besi yerleri (kültür mediumu) içinde saklanan yumurtalar mikroenjeksiyon işleminden hemen önce "yumurta soyma işlemi" ile soyularak etraflarındaki diğer hücrelerden temizlenir ve olgun olan yumurtalar belirlenir. Mikroenjeksiyon işleminde sadece olgun yumurtalar kullanılabilir. Ejekülasyon (normal yolla boşalma) ile ya da testisten cerrahi yöntemlerle elde edilen sperm; "sperm hazırlama" teknikleriyle hazırlanır. Mikroenjeksiyon (İntrasitoplazmik sperm enkjeksiyonu, ICSI) yöntemiyle, bir yumurtanın içine canlı bir sperm özel cihazlar kullanılarak yerleştirilir ve "inkübatör" olarak adlandırılan özel ortamlarda saklanır.
Embriyo nasıl oluşur?
Seçilen spermin olgun yumurtanın içine direkt enjekte edilmesinden (mikroenjeksiyon işleminden) bir sonraki gün, yumurtada iki pronukleus (çekirdek) gözlenmesi, yumurtanın döllendiği anlamına gelir. Bu çekirdeklerden biri anneden, diğeri ise babadan köken alır. Yumurta toplama işleminden 2 gün sonra, döllenmiş yumurtalar bölünerek 2-4 hücreli embriyolar haline gelir. Üçüncü günde, embriyo yaklaşık 8-10 hücreye bölünür. Beşinci günde, embriyoda bir boşluk oluşur ve plasenta ile fetal dokular gelişmeye başlar. Bu evredeki embriyo ‘blastosist’ adını alır.
Yumurta Toplama İşlemi(OPU)
Yumurta toplama işlemi, vajinal yoldan ultrason eşliğinde aspirasyon yoluyla gerçekleştirilen basit bir cerrahi işlemdir.
Tüp Bebek Merkezimizde yumurta toplama işlemi genel anestezi (sedasyon anetezisi) altında yapılmaktadır.
Ultrason probu ile vajinadan girilerek olgun foliküller belirlenir ve bir iğne ile foliküllere girilir.Yumurtalar, foliküllerden bir pompa ünitesine bağlı olan iğne ile aspire edilerek/çekilerek alınır.
Yumurta toplama işlemi genellikle 10-20 dakika içinde tamamlanır. Bazı hastalarda işlem günü kramp şeklinde ağrı gözlenebilir fakat bu durum genellikle ertesi gün hafiflemektedir. Şişkinlik ve/ veya bası gibi hisler işlemden sonraki birkaç hafta sürebilir, çünkü yumurtalıklar hala büyüktür.
Yumurtalıkların Aşırı uyarılması(OHSS)
Yumurtlamanın arttırılması (ovaryan stimülasyon), yumurtalıkların şişip ağrı meydana getirdiği "hiperstimülasyon"(yumurtalıkların aşırı uyarılması/OHSS) riskini beraberinde getirmektedir.
Bu durumda karın boşluğunda (abdominal boşlukta) ve göğüste sıvı birikebilir ve hastada şişkinlik, bulantı ve kusma ya da iştahsızlık gibi belirtiler gözlenebilir.
Ovaryan stimülasyona başlayan hastaların en az %30’u hafif OHSS ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu hastalar ağrı kesiciler yardımıyla ve fiziksel aktivitelerini azaltarak şikayetlerini hafifletebilmektedir.
Orta şiddette OHSS’de hastalarda gastrointestinal semptomlar (şişkinlik, kusma, bulantı, iştahsızlık gibi) gözlenebilmektedir. Bu hastalar yakından takip edilirler fakat genellikle ayaktan tedaviye iyi cevap verirler.
Gebelik oluşmadığı takdirde OHSS birkaç hafta içinde müdahale gerektirmeden düzelmeye başlar.
Hastaların %1-2’si ise ciddi OHSS durumuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu durumda kilo artışı, karın ve göğüste sıvı birikmesi, elektrolit anomalileri, kan konsantrasyon artışı ve nadiren kanda pıhtılaşma ve böbrek problemleri gözlenebilir. Eğer solunumda zorluk görülmeye başlanmışsa, karında biriken sıvının bir iğne ile alınması gerekebilir. Ciddi OHSS durumuyla karşı karşıya kalan hastaların, semptomlar hafifleyene kadar hastanede kalmaları gerekebilir.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)